bugün

entry'ler (28)

eşini gel lan karı diye çağıran erkek

ağzına tüküreyim ben o erkeğin, hıyar..

suranur

Hemoroit belasından muzdarip yazar. Kendisine, Patlıcanların yeşil renkteki saplarını kesip, sapların iç tarafındaki beyaz yerleri yemesini tavsiye ediyorum. Geçmezse, geçmedi desin.

beyaz ten

Ciltteki bütün hasarları, renk değişiklerini on metre öteden fark edebileceğiniz, özellikle de kış aylarında kıpkırmızı kulaklarla ve burunla dolaşmaya sebep ten rengidir. Yazında kızarırsın anasını satayım. . Kadınlarda bir yere kadar tahammül edebildiğim, erkeklerde zerre miskal tahammülümün olmadığı ten rengidir aynı zamanda. Çiğdir. Mattır. Eksiktir. Renge ve canlılığa muhtaçtır. Allık sürsen bön bön bağırır ben allığım diye. Azcık koyu makyaj yapsan bütün bir boynu ve açıkta kalan yerlerini de boyamak zorunda kalırsın. Ama buğday ya da esmer ten öyle mi?

biscolata erkekleri erkekse türk erkekleri ne

Bu reklamların ben yapımcısını da, oyuncusunu da, yönetmenini de kın kın kınıyorum arkadaş. Bu reklamları yayınlayan kanal sahiplerine çok büyük kin ve nefret besliyorum. Hatta yargıyı da göreve çağırıyorum. Yargı söylesin, gerçekte böyle bir erkek tipi yok desin. Hayır, olmasın zaten. Yavşak lan bunlar. Ağzı yüzü ne diyor belli olmayan yavşak tipler.
Geçenlerde bendeniz ve lise çağlarındaki kız yeğenim _bugün ne giysem- isimli programın galasını izliyoruz derken araya zırt pırt reklam giriyor. Bu esnada biskolata erkeği diye tabir edilen karı kılıklı bir yavşağın reklamı çıktı. Kendince bir şeyler yapıyor, gülüyor, dudaklarını ısırıyor filan bende hasıl olan ağzına çarpa hissi kuzenim de farklı şekilde tezahür ediyor. bakıyorum yeğenimin gözler parıl parıl parıldıyor. Ne oluyoruz dedim, Ben bu reklamlara hastayım dedi.
Çokta yadırgamamakla beraber anlayabiliyorum bu tipi tiplerden hoşlanan kızlarımızı. Çok önceleri de _keremcem- hastasıydı bu yeğenim mesela. Kerem-______cem @windovslive diye msn adresleri alırdı.. Şimdi söylesem inkâr eder ben yapmadım der. bu biskolata erkekleri şeysininde öyle gelip geçici bir şey olduğunu düşünüyorum ve ben bizzat kendim bu adamları görmekten hatta bu adamlar erkekse biz neyiz diyenlerden zerre hazzetmiyorum. Ulen sen önce temizliğine, vücut bakımına dikkat et, Her gün dişini fırçala, ellerini yıkama alışkanlığı edin, düzgün karakter sahibi ol da, dudaklarını neyini ısırman, kıvırtman ya da baklavan da olmasın anasını satayım. Sen hele bi normal olda.

sevgiliye veda edilirken söylenen sözler

Büyük bir tartışmadan sonra;

Nan geri zekâlı, seni her gün aradığım, üç öğün mesaj attığım, yüzünü birkaç dakika da olsa her gün görmek için yalvardığım, herkesten kıskandığım, seni hayatımın merkezi yaptığım, bütün hatalarını affettiğim için senden vazgeçemeyeceğimi mi sandın nan?

-evet.

-Öyle mi? ileride göreceksin nasıl vazgeçtiğimi.

Vazgeçen eleman iki gün sonra arar

-Ben o an öfkeyle öyle söyledim ama sende dünden razıymışsın ha. Gerçekten istemiyor musun artık beni??

ikizler burcu kadını

Küçükken sorulduğu vakit söylemekten çekindiğim onun yerine daha iyi olduğunu düşündüğüm burçları söylediğim ama sonra sonra söylemekten keyif aldığım burcum. Bir ikizler dişisini en iyi bir ikizler erkeği idare edebilir düşüncesindeyim. Tencere kapak misali. Biri kaçar diğeri kovalar. Sora o biri durur diğeri kaçar. Bu böyle gider. Kendimden biliyorum.

sözlük yazarlarının istekleri

Bu sözlükte okuduğuna oy verme alışkanlığı yok. iyi ya da kötü versene kardeşim oyunu.

sözlük yazarlarının itirafları

Efenim burada zikredemeyeceğim nedenlerden kelli yaklaşık bir aydır uzak durduğum, bundan mütevellit ne arayıp ne sorulduğum, ne de iplendiğim sevgilimden bugün öğle saatlerinde yeni yıl şeysi aldım. Hemide e posta ile yazmış canım benim. Ulen ben belki bugün maillerime bakmayacağım, ya da bakamaz vaziyetteyim. insan bu ihtimali düşünüp telden yazmaz mı? N yazması yav? Aramaz mı? Benimle konuşamazmış çünkü korkuyormuş, tartışmaktan korkuyormuş, ben sormadan yazmış peşin peşin. Beni hep sevecekmiş. Gelecek yılın bana huzur getirmesini istiyormuş. Olum çok değil, şu yeni yıl hedesi geçsin anandan emdiğin sütle beraber burnundan getirmez miyim o mesajı? Sen varken huzur bulmak mümkün nan? Yeni bir yıl, yeni bir yaş, tüm bu nedenler fazlasıyla sinir bozucuyken üstüne bir de sen tuz biber oluyorsun ya, yemin ederim çok fena yapacağım seni çok. Benimle dalga geçmek ha?

Bunun haricinde, yalnızım, eziğim, bunalımlardan bunalım beğenmekteyim. Çay üstüne cola, cola üstüne çay devirmekteyim anasını satayım. Çok güzel bir sene olacak bu sene, çok.

uludağ sözlük ün seviyesizlikte etap atlaması

Efenim bu yüzdendir ki, birkaç gündür hiç bir şey yazmak gelmiyor içimden. Benim ilgimi çeken konular, hâlihazırda pek ilgi çekmiyor. Çeken başlıklar ortada. Bunlarda Zaten cinselliği henüz keşfetmemiş, meraklı çoluk çocuk başlıkları. Ne yapmalı bilmem ki? Oturup bu adamların olgunlaşana dek sözlüğün içine etmelerini mi izlemeli yoksa ne işim var benim burada diyip, çekip gitmeli mi? Bilmiyorum sözlük.

iki yumurta bir sucuk

Açtığı çöp başlıklardan, yaptığı çöp yorumlardan gına gelen, sözlüğün kalan kalitesini de kendisiyle beraber iyice düşürüp, ergen yuvasına dönmesine öncülük eden, işsiz güçsüz, kalitesiz, bilgisiz, özenti, kör cahil bir gereksiz. Bu ve bunun gibi olan birkaç gereksiz gitse, sözlük bir şeye benzeyecek ama elemanlarda öyle bir hararet var ki, bugün silinseler yarın tekrar gelecekler. Bunlara başka bir çözüm lazım, ama ne?

Şu başlığa yazmış olmak bile benim için zuldür efenim

beren saat

Hazal Kaya dan sonra, nesinin bu kadar beğenildiğini anlamadığım ikinci kadındır Beren Saat. H. K entry sinde de belirttiğim gibi, en iyi oynadığı dizi diye lanse edilen aşkı memnuyu belki çok çok sonraları izlemeye başladım şuan 72. bölümdeyim fakat bu kadının neresinin bu kadar güzel olduğunu hala anlayabilmiş değilim.

Beren saat diye diye dilinizden düşürmediğiniz beşeri şahane orta boylu ve sıska bir kadındır. Bacakları fazla kürdan ve çarpıktır. Bacak demeye bin bir şahit ister. Bakmayın siz iki ağdalı bacağa, ağzının suları akan zevksizlere. Zira bir bacağın güzel olabilmesi için evvela uzun olması icap eder. En güzel bacak yukarıdan aşağı ters üçgen şeklinde, kıvrımlı ve hafif dolgun olandır. Bakıyorum Beren saatin bacaklarına sanırsın bir çift kuzu bacağı. Düzgün yürüse bari ama ne mümkün? Çarpık bacaklı hatun nasıl düzgün yürüsün? Hele topuklu giydiği zaman, aman diyeyim ben size. Adeta, henüz ergenlik çağlarında olup, annesinin topuklu terliklerini giymeye özenen ama beceremeyip ayaklarını yerlere sürte sürte yürüyen ergen kızları andırıyor. Topuksuz giyse de olmuyor. Düz çizmede yakışmıyor bu kadına. Hele o dizide giydiği diz kapağını örten uzunlukta çizmeler yok mu? O çizmeler ki ne kusurları kaptır, nasıl bir görsel şölen yaratır bacakta. Diz kapakları fazla çıkık olan bir kadın için bile ne büyük nimettir o diz hizasını azcık geçen çizmeler. Sarar bacağın üst tarafını. En kurursuz hale bürünür bacak. Ama Beren de öyle mi? Bacak içinde sağa sola sallanıyor, yerini yadırgıyor adeta. Birde değişik bir yürüme şekli var bu kadının. Bir acayip yürüyor. Çarpık yürümenin de ötesinde, göz zevkinin içine eden bir yürüyüş. Sanki bel ya da kalça bölgelerinde bir sakatlık varmış gibi. Arkadan inanılmaz itici görünüyor. Bunu da geçtim giydiği hiçbir kıyafetin hakkını veremiyor bu kadın. Kıvrım yok. Hatları dümdüz. Önden de baksan, arkadan da baksan, yandan da baksan bir albenisi yok. Göğüs yok denecek kadar az, kalçaları dümdüz denecek kadar silik. Yüzüne gelelim Yüzü makyajı kaldırıyor. Samimi olmak gerekirse yüzünde güzel değil diyebileceğim hiçbir şey yok amma velâkin öyle ahım şahım bir tarafı da yok hele o mimikler. Aşkı memnuda mesela. Buna sinirlen diyorlar, dişlerini sıka sıka konuşmaya, o cırtlak sesiyle karşısındaki talihsizin kulakların zarını patlatmaya başlıyor. Çekici olduğu iddia edilen kadının sesi bu kadar cırtlak ve itici olur mu? Özellikle sinirli rolü yapıp, bağırıp çağırdığı o anlar yok mu, ağzının ortasına iki tane sağlan yapıştırasım geliyor. Ya dişlerini sıka sıka, üst dudağının dış tarafını, üst dişlerine yapıştıra yapıştıra konuşması yok mu? Ölecek gibi oluyorum, izlerken. Rol icabı bile olsa, bu insanlar bu kadına nasıl tahammül edebiliyorlar diyorum. Hayır, hiç gıcık olmuyorlar mıdır acaba?
Ne bileyim be sözlük, en güzel, en çekici kadınımız buysa, bana söyleyecek bir tek şey kalıyor, o da - adaletini seveyim dünya.-


O değil de şu yeniyetme oyuncu âlemine bakınca, insan şunu sormadan edemiyor: onlar istedikleriyle gününü gün ederlerken, her gün o davet senin bu davet benim gezerlerken, cukkalarının ağzına kadar dolu olmasının verdiği özgüvenle hayatlarını dolu dolu yaşarlarken benim gizi izleyiciler kime ne anlatıyor?

Olsun, daha önce de değindiğim gibi, bir seyirci aydınlanması, tüm bu oyunculara, yönetmenlere, yapımcılara rağmen yaşanacaktır. Şimdi değilse de, ileri de..

uludağ sözlük

An itibariyle, yareb aklıma mukayyet ol dediğim sözlüktür.
Ayrıca kendi aralarında, sidik yarıştırır gibi başlıklar açan çoluk çocuklara müdahale edilmezken - Marquis De Sade – ve julio cortazar – hakkında girdiğim entry lerin, yazımda geçen mektuplar diğer sitelerde de varmış gerekçesiyle silinmesini de hazmedebilmiş değilim.

Derinlemesine bir temizlik şart efendim.

Ama bizi duyan kim?

uludağ sözlük te yazar olmak

Çok basittir efendim. Birkaç entry e bakar.
Henüz iki gündür burada olmama rağmen, açılan başlıklardan ciddi ciddi tiksinti duymaya başladım. Bir coşku, bir acele, bir kıyamet, nedir yani? Bir şey yazıyorsun ve doğal olarak okunmasını istiyorsun ama dingilin biri saniyede, diğer dingillerin ilgisini çekecek 10 tane başlık sıçıyor affedersin..Yazdığın yazı iyi ya da kötü oylanmıyor bile. Okunmuyor ki. Fırsat olmuyor okunmaya. Hiç tadım yok be sözlük.

gece internet kullanan kadının amacı

Sırf erkek olduğu için, gece gündüz internet kullanmayı kendine hak gören mikroorganizmaların zoruna giden kadındır.

hazal kaya

Efenim bildiğiniz üzere son dönem Türk televizyonlarının "geri zekâlı âşıklar için romantik diziler" serisi almış başını gidiyor. Olanı biteni ibretle ve şaşkınlıkla izliyorum şahsen. Memleketin bütün dertleri bitmiş, bunlar fantezi üzerine fantezi peşinde koşuyorlar. Hani ıkınsan sıkınsan, zor yazarsın o senaryoları. nan olum eski diziler öyle ahım şahım diziler değildi belki ama onların bile bir şanı, bir şerefi vardı nan! Ama benimki de laf, yönetmen, yapımcı, oyuncu paçavralarına da kovayla para, ovayla manita lazım bi yerde, sizi de anlamak lazım...

Neyse efenim, Hazan Kaya, hakkındaki kişisel fikrime gelecek olursam kısaca şöyle derim. Bakışlarıyla nice canlar yakan, itici, cüce bir oyuncumsu. Can yakıyor doğru ama olumsuz manada. Zinhar, hayranlık uyandıracak şekilde değil.

Zaten başından beri anlamam, bir karış boylu bir kadından, nasıl başrol oyuncusu olur? Dizi icabı âşık erkeği oynayan adam, nasıl olurda kendini diziye verip, bu kıza aşık gibi rol kesebilir? Uzun boylu kadınların nesli mi tükendi de bizim haberimiz yok? Bu kızın altına takoz koyacağınıza, gidin boylu poslu birine başrol oynatın. Onu paraya boğun. Biz de helal olsun kazandığı paralar diyelim, hak etmiş diyelim. Bu kız için bilmem kaç para kazanıyor türü haberler okuyunca içim cız ediyor. Hayata küsüyorum yeminnen.

Aşkı memnu isimli diziyi çok sonraları izleyen şahsıma, bu kızın gülme efekti olan - heh heh - inden ve ağlama efekti olan - heh heh - inden gına gelmiş durumda. Ne gülebiliyor, ne de ağlayabiliyor her ikisinde de heh hehliyor. Ey dizi bilmem neleri, renkli gözlerinden başka bir numarası olmayan, gülemeyen, ağlayamayan bu kadını, bu kadar gözümüzün gözümün içine sokmaya ne hakkınız var? Oyuncularda aradığınız en önemli kıstas renkli göz mü? Öyle ya bu kızın başka marifeti yok. Yazarken bile sinirlendim ben yav. Tövbe estafurlah ulen para kazandıracak başka birini bulamadınız mı? Beni böyle germeye ne hakkınız var?

Allahtan balkanlar bilmem ne isimli dizi tutmadı da şimdilik rahat ettik. Ya o dizi tutaydı, ya Hazal ı, o boyundan büyük eteklerle, iri kıyım adamlara ders verirken, rest çekerken izlemeye mecbur bırakılsaydık. Allah korumuş, yeminnen.

Hazal, inanılmaz iticisin yavrum. iticiliğinin çekiciliğini mi kullanıyorsun, ne yapıyorsun orasını bilmem ama öyle böyle değilsin. Gülsen de iticisin, ağlasan da iticisin, öylece dursan da iticisin.

Haydi bakalım gelsin eksiler, baki olsun dostluk.

Edit:Bir tane bile eksi gelmedi. Şimdi Hazal Kaya düşünsün.

dokuzuncu nesil karşıtı yazarlar birliği

Dokuzuncu nesil yeni bir yazar olarak, neredeyse en ön saflarda yer alacağım birliktir. Kalitesizlik, kör cahillik, askıntılık, ucuzluk ne ararsanız var. Açılan gereksiz, saçma sapan ve çoğu cinsel içerikli olan başlıklar yüzünden, okunması gereken yazılar ve başlıklar da güme gitmekte. Ne olacak bunun sonu, gerçekten merak etmekteyim.

Efenim sabaha kadar gurup kurup eksileyin, fikrim değişmeyecek.

telepazar

Pazar günlerini şenlendiren programlardan biriydi vakti zamanında.

Evet, bir tele-pazar programımız daha başladı, canlı ve heyecanlı olarak giriyoruz programa. Yalnız cenk koray artık aramızda olmadığından yerine bendeniz vekâlet ediyor, erkan yolaç ise huzurlarınızda olacak, tabi meraklı da... Evet efem, dansöz çıkacak mı çıkmayacak mı tartışmalarına son noktayı koyuyoruz: nesrin Topkapı huzurlarınızda, büyük bir alkış istiyoruz efem. inletin TRT stüdyoları'nı! (fonda trt'nin resmi maşrapası; necefli maşrapa var. Kendileri bir vakitler michael jackson'dan ünlüydü memlekette efendim, nesrin hanım'ın bir tarafı görünmesin diye trt'nin bulduğu kıyafet sizi tatmin etmeyebilir ama biz kendisine "endamın yeter" diye haykırıyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=6vFGh83m4r0

Ve şimdi de bay meraklıya bağlanıyoruz, ne var ne yok sayın meraklı?

http://www.youtube.com/watch?v=mw1RMaGIh_M

bir erkeğin söyleyebileceği en iğrenç yalan

O erkek sevgilizse daha beterdir efendim.
Bugün, bunalımdayım diyip, şahsımdan iki hafta mühlet istemesi ve konuşmanın sonunda - seni sevdiğimi unutma, senden vazgeçmeyeceğimi de - demesi, erkeklerin söylediği iğrenç yalanlara verilebilecek en güzel örneklerden bir tanesidir. Yinede, belki de doğru söylüyordur diyip, sabırla beklemek icab eder.

vajinası ormana dönmüş kadın

Pistir. Elinden bir şey yiyilip, içilmez.

cezmi ersöz

Efenim, dün rastladım Cezmi ye. Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat diye hal hatır sordum. Biraz bekledi hüzünlü gözleriyle ufka bakaraktan ve sonunda cevap verdi- O kadar sıkılıyorum ki hayattan, iğneli fıçı içinde yaşıyorum sanki. Her zaman bir yerlerime iğneler batıyor. Bunları hak etmedim ben! Çoğu insandan daha iyiydim, evet, daha iyiydim! Bencil olmadım, rahatsız olmasınlar diye sorunlarımı bile açmadım kimseye. Oysa ben herkesin o aptalca sorunlarını dinlemek zorunda kaldım hep...

Afalladım, böyle içten bir yanıt beklemiyordum doğrusu. Çok öfkelisiniz diyiverdim teselli etmek istercesine.

- Evet, öfkeliyim dedi. O kadar öfkeliyim ki, başta kendime... 15-16 yaşlarımda karanlık odamda tek başıma yatıyordum, nedense bir den uyandım. Bazı sesler duydum, annemin odasından geliyordu. Oysa annem yalnız yatıyordu yıllardır, babamla odalarını ayıralı çok olmuştu. Yatakta bir karaltı fark ettim, orgazm sesleri, iniltiler..... ve seksin ritmik hareketleri. O annemdi... Ya diğeri? Evimize gelen o misafir adamdı...
Odama döndüm, sessiz sessiz ağladım. Çoğu kez rüyamıydı gerçek mi ayıramadım. Bazen aptalca geliyor, ama ben anneme eskisi gibi bakamıyorum artık. Namussuzluk olarak düşünmüyorum. Babamla araları çok bozuktu, bu durumu olağan bile karşıladığım zamanlar oluyor. Ama o, bu sırrı hep saklayacaktı. Olanları ben biliyorum, ama ben de saklayacağım... Rüya mıydı gerçek mi? Yalan mı? Hep yalan söyledi annem... Yalandan nefret ediyorum.

Niye ben böyleyim?

Sevgisiz büyüdüğünüz için olabilir mi? dedim..

- Sustu.. sustu... ve sonunda cevap verdi. -Sevgisiz mi büyüdüm Bilmiyorum ki! Sevdiler beni hep aslında. Evimde ya da ziyarete gittiğim arkadaş evlerinde çamaşırdan bulaşığa birçok işlerde yardımcı oldum onlara(erkek olmama rağmen). Sigara, alkol kullanmadım, evdekilere ergenlik vs. sorunları çıkarmadım. Belki de bu yüzden sevdiler beni. Keşke yapmasaydım! Aptal maskemi o kadar sık takmıyorum artık. Kafasına hiçbir şey takmayan, her şeye tebessüm eden, eğlendiren maskemi takmıyorum ne zamandır. Hiç de umurumda değil. Mutsuzum. Gözümü boyayan onca şeye rağmen mutsuzum..
Bir anda sarıldı boynuma ve devam etti.
- Niye ben böyleyim? Korkak, çekingen... Türkan Şoray gibiyim. O da en ufak bir şeyde heyecanlanıyor, elleri titriyor. Geçenlerde metroda bir adam beni fena halde azarladı. Arkadan ilerleyen kalabalık beni sıkıştırınca, istemeden ona çarptığım için. Bana söylemedik laf bırakmadı. Ben de çekinerek - Arkadan ittiler efendim, kusura bakmayın; diyebildim sadece. Hep böyle olacak! Nerede bir böcek ezilecekse o böcek ben olacağım!
Birinin sevgisine ihtiyacım var. Erkek ya da kız. Yok ama YOK!

Birden buz kestim.. Cezmi niyeti bozmuştu. Sustum, bir süre bir şey söyleyemedim.
- Hadi, sen de benimle gel, birlikte karışalım kayboluşa- dedi gözlerimin içine bakarak..
- Yapamam, dedim, istesem de yapamam.
- Öyle olsun ama sende benim gibi dertleşmeye ihtiyaç duyarsan evime beklerim ..
- Umarım dedim ve usulca kalkıp gittim.

Yağmurda kalan ıslak bir köpek gibi uzun uzun baktı ardımdan.. ipinin ucundan çekiştirdiği kanişe gel yavrum dedi. Arkamı dönüp her baktığımda, çökmüş yüzü daha bir hüzünlendirdi beni.
Garip bir adam şu Cezmi. Hani böyle kımıl kımıl, fosforlu, civcivli.